Önemli Arkeolojik Sahalar Afrika’nın Gelecek Şehirlerine Yol Gösterebilir

Afrika Kıtasının hızla kentleşen DarEs-Salaam, Nairobi, Kinshasa ve Luanda gibi şehirleri her 15 yılda nüfuslarını ikiye katlıyor. Daha yaşanabilir şehirler, kentsel planlama yoluyla yapılabilir. Günümüzde Avrupalı mimarlar ve şehir plancıları Afrika’nın gelecek kentselleşmesi üzerinde hakimiyet gösteriyor. Fakat yerelleştirilmiş planlama gündemi oluşturulurken, önemli arkeolojik sahalardan da öğrenilecek çok şey var.

Lagos’da yükselen müthiş yüzen okul, Akra için 10 milyar dolarlık Arı Kovanı Şehri, Kenya’da yükselen Tekno-Kuleler, Afrika’nın gelecek şehirleri için Avrupalı mimarların fantezilerinden sadece birkaçı.
Ancak Sahra-altı Afrika’nın kentsel büyümesine ilk adım gecekondudan kentselleşme problemine çözüm bulmakla başlayacaktır.

Afrika genelinde önceye nazaran şu anda şehirlerde daha fazla insan yaşamaktadır.1950 ile 2010 zaman aralığında kentsel nüfus oranı %17, 7 den %36’ya yükselmiştir.
Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası 2030 yılında, %50 Afrikalının şehirlerde yaşayacağını tahmin etmektedir. Yani artık Afrika’nın kentsel dönemindeyiz. Dolayısıyla alt-yapı geliştirme, temel hizmetlerin sunulmasını yanında kentsel planlama yaşanabilir şehirleri meydana getirmek için en umut verici ve önemli araçlar olacak ve bu girişimler Afrika ülkeleri için ortaya çıkan kentsel gündem ile desteklenecektir. 25 Eylül’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, New York ‘da Afrika Başkanları adına,
“İyi yönetildiği takdirde kentsel tasarım sürdürebilir gelişimi motive edebilir ama başarısız olursa da yoksulluk, güvensizlik ve sosyal yaralara yol açacaktır. “
Ban Ki Moon, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri
Afrika’nın kentsel geleceği için kentsel tasarım için ilhamın, mimari vizyonun ve kentsel planların çoğunun Afrika dışından gelmesi ilginçtir.

“Arkeologlar Afrika’nın tarihi katmanları üzerindeki Afrika şehirlerinin altında yatan antik şehirler ile bağdaştırmayı kabul etmemişlerdir; kısmen ırkçı, kısmen temelsiz inanışlarla, Afrika’nın ikliminin kentsel yığılmalara izin vermediği savı ardında uzun süre odaklanmışlardır.” ( 2001, Connah )
Bu tarz bir yaklaşım dikkati, Mısır dışındaki şehirlerin daha çok dış faktörlerin etkisi ile tüccarlar ve koloniler ile geliştiği izlenimine dikkati çekiyor. ( Greekmore ve Fisher)
Şimdi arkeolojik bulguların üzerinde Afrika şehirlerinin nasıl planladığının örneklendirelim. Bu konuda belki uzman değilim ama sadece fikir yürütüyorum.

1.Karmaşık Afrika toplumları, ticaret ve koloni güçlerden çok daha önce vardı;
NOK, Nijerya’da keşfedildiği zaman arkeologlar, M.Ö.11.yy.’ da bir antik medeniyetin varlığını buldular ve bilinmeyen sebeplerle bu medeniyetin M.S. 300’de yok olduğunu keşfettiler. Popüler algı şu ki, Afrika toplumları yalnızca ilkel grupları sözde prekolonial tarihin geçici köyler arasında göçü olduğunu varsaymaktayken, arkeolojik bulgular NOK’un sofistike ve gelişmiş bir kültür olduğunu göstermektedir. NOK halkı sanat ve işçilik konusunda teknolojiyi geliştirmiştir. NOK karmaşık kentsel gelişime bir örnektir ve Afrika şehirleri tarihi köklerini ticaret ve sömürge güçleri öncesinin olduğunun kanıtıdır.
“Geçmişte akademisyenler ihmalle ya da başka sebeplerle Afrika’nın tarihi kentsel faktörünü göz ardı ettiler.” (Hull, 1979 - Connah, 2001)

2-Kentsel yerleşim düzeni ve planlama belirgin özelliklere sahip;
Kenya’da (Gedi Harabelerinde) arkeologlar Gedi kentinde zamanın Svahili şehirlerindeki gibi taş evlerde yaşadığını bulmuşlardır. İspanya, Venedik, Hindistan ve Çin ile uluslararası ticaretin delilleri de bulunmuştur. Merkezde, şehri etkileyici bir saray ve büyük bir camiye sahiptir.
Batı Afrika ve özellikle Gine’de birçok kazı alanında araştırmada bulunan, arkeolog Bassey Andah, bu bulguları dayanarak, kentleri içerikleri ve kültürleri açısından bir tablo geliştirmiş. Bu alanda kentleşmiş şehirlerde:
-Şehir merkezinde bir veya daha fazla türbe
-Bir saray, çoğu takviyeli
-Büyük merkezi bir alışveriş merkezi
-Bir nakliye deposu ve transit istasyonu
-Merkezde bir askeri depo
-Savunma karakolu
-Yol üzeri dizilmiş düzenli sıra evler( muhtemelen denetimi kolaylaştırmak için)

3-Afrika Şehirleri Ortaçağ Avrupa şehirleri gibi önemli ticaret yolları üzerinde bulunduğu;
Arkeologlar Susan ve Roderick McIntosh ve yerel araştırma ortakları, Mali’de Djenne-Djenno’nın keşfinden sonra birçok araştırmayı gerçekleştirdi.
Nijer Delta’sındaki Djenne-Djenno günümüzde Mali’nin Mopti ve Segou bölgesinde yer almakta ve M.Ö.250 ile M.S.900 yılları arasında ticari hayat için bir kavşak noktası olmuştur.
1655 yılında, Arma yönetimi genel sekreteri ve tarihçi, Abd al-Sadi “Tarih’ül es-Sudan” romanında yazdığına göre , “Bu mübarek şehir, ufkun her köşesinden deve kervanlarını buraya getirir.”
Djenne-Djenno için çok şey söylenebilir fakat esas nokta, önemli kent merkezleri, Orta Çağ Avrupa Şehirleri gibi, önemli ticaret yolları üzerinde bulunuyor olmasıdır.

4-Bazı Afrika şehirleri uluslararası ticaret bağlantıları üzerinde olduğu için son derece zengindi.
KUSH, antik krallığı M.Ö.800 yılında kurulmuştu, başkenti Meroe’ydi ve büyük ölçüde MISIR medeniyetinden etkilenmiştir.
Kazı alanı, günümüzde Sudan Cumhuriyeti sınırları içinde kalmaktadır ve zamanında dünyanın en zengin şehirlerinden biriydi.
Krallığın M.S.4.yy’ da çöküşü, dış ticaretteki daralmaya bağlandı. 200’den fazla Kushite Piramidi Unesco Dünya Mirası listesinde ziyaret edilebilir.

Büyük Zimbabve kalıntıları, Zimbabve başkenti, bugün iyi konumdadır ve ziyaretçileri zamanının havasına sokar.
1400’lü yıllarda zirvedeyken, Büyük Zimbabve 18.500 Shona’ya ev sahipliği yapıyordu. Başkent zamanında sayısız tüccar, soylu ve diplomat tarafından ziyaret edildi.
Sonuç olarak karmaşık kentsel uygulamaları ticaret ve sömürgecilikten yıllar önce başlamıştır. Arkeolojik sahalar ticaret yollar üzerinde olduğu için ‘Afrika Şehri’ nin ayırt edici özellikleri belirgindir, tarihinde bazı Afrika şehirleri çok zengin ve küresel ticaretin merkezi olmuştur.

Buna göre belirgin kentsel önem göz önüne alındığında Afrika şehirleri neden Avrupa’nın mimari fantezilerinin laboratuar faresi oluyor? Ne zaman günümüz şehirleri geçmişin şehirlerinden örnek alınarak yapılacak?